Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), dünya genelindeki siyasi liderler üzerinde büyük bir baskı oluşturacak şekilde hareket etmeye devam ediyor. Son dönemlerde, UCM'nin dikkatinin dünyanın süper güçleri arasında yer alan Rusya'nın lideri Vladimir Putin ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu üzerinde yoğunlaştığı görülüyor. Her iki liderin de uluslararası hukuk kapsamında ciddi suçlamalarla karşı karşıya olması, bu ülkelerdeki siyasi dengeleri sarsma potansiyeline sahip. Hemen her gün yeni gelişmelerin yaşandığı bu konuda, uluslararası toplumun tepkileri de giderek artıyor.
Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı askeri operasyonlar, Putin'i UCM'nin radarına soktu. UCM, devletlerin egemenliğini ihlal eden ve sivil halkı hedef alan askeri müdahaleleri savaş suçu olarak kabul ediyor. Uluslararası kuruluşlar, Putin'in ordusunun gerçekleştirdiği bombalamalar ve işkenceler nedeniyle bu eylemlerin inceleme altına alındığını belirtiyor. Ukrayna'da yaşanan insan hakları ihlalleri, uluslararası hukuk normlarına göz atarak bir davanın zeminini hazırlamakta. UCM'nin Putin hakkında verdiği tutuklama emirlerinin teorik olarak herhangi bir ülke tarafından uygulanması, olağanüstü siyasi ve hukuki sonuçlar doğurabilir.
Putin’in Rus ordusunun gerçekleştirdiği eylemlerle ilgili detaylı bir soruşturma süreci başlatıldı. Ancak bu süreçin ne kadar hızlı ilerleyeceği ve sonuçlarının ne olacağı konusunda belirsizlikler sürüyor. Pek çok uzman, UCM'nin böyle bir dava sürecini başlatmasında, uluslararası siyasetin ve güç dengelerinin etkili olacağı görüşünde birleşiyor. Putin'in bir gün bir uluslararası seyahat yaparak hapsi boylayabileceği korkusu, uluslararası düzeyde birçok lider için yeni bir endişe kaynağı oldu.
Öte yandan, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da UCM'nin hedef listesinde yer alıyor. Filistin'e yönelik askeri operasyonlar ve işgal politikaları nedeniyle Netanyahu'nun karşılaştığı savaş suçları iddiaları, uzun yıllardır tartışma konusu. UCM, geçmişte İsrailli liderin operasyonlarını incelemeye almıştı ve bu konuda pek çok belge ve görgü tanığı bilgilere ulaşmış durumda. Bu durumda, Netanyahu’nun da uluslararası seyahatlerinde güvenliğinin tehlikeye girmesi söz konusu olabilir. UCM’nin geçtiğimiz yıllarda Filistin'e yönelik devlet destekli askeri müdahale uygulamalarını da hukuksal çerçevede ele alması, Netanyahu and other Israeli leaders for significant accountability has increased the situation.
Diğer bir yandan, Netanyahu'nun güncel durumuyla bağlantılı olarak, UCM'nin tutumu ve kararlarının uluslararası siyasette derin yankılar yaratma potansiyeli var. Eğer UCM, Netanyahu hakkında resmen bir tutuklama emri verirse, bu durum İsrail için büyük bir uluslararası kriz çıkarabilir. Hükümetin kendi içindeki dinamikler de bu durumdan etkilenebilir ve Netanyahu'nun yönetiminde önemli değişiklikler yaşanabilir. Uluslararası toplumlardan gelebilecek tepkiler ve yaptırımlar, Netanyahu ve hükümetinin geleceği üzerinde belirleyici bir rol oynayabilir.
Sonuç olarak, UCM, dünya genelinde birçok siyasi liderin tutuklanma korkusunu artıran bir güce sahip. Putin ve Netanyahu gibi önemli figürlerin karşı karşıya olduğu durum, uluslararası hukukun uygulanabilirliğini ve etkisini sorgulayan pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. UCM'nin son tutum ve kararları, sadece bu iki lider için değil, dünya genelindeki diğer siyasi figürler için de bir örnek teşkil ediyor. Zamanla, bu düzenlemelerin ve tartışmaların nasıl şekilleneceği, uluslararası siyasette yeni gelişmelere zemin hazırlayabilir. Uluslararası toplumun bu konu üzerindeki duruşu ve tavırları, ilerleyen günlerde daha belirgin hale gelecektir.