Sosyal medya, günümüz dünyasında insanların hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Özellikle genç nesil, videolarını paylaşmak ve takipçilerine ilgi çekici içerikler sunmak için her türlü riski göze alabiliyor. Ancak son zamanlarda ortaya çıkan bazı olaylar, bu tutkunun tehlikeli boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. İşte, video çekmek uğruna hayatını riske atan gençlerin hikayesi.
Son yıllarda sosyal medya platformlarında popülaritesi artan kısa video formatları, içerik üreticileri arasında bir yarış havası oluşturdu. TikTok, Instagram Reels gibi uygulamalar, gençlerin yaratıcı içerikler üretmesini özendirdiği gibi, aynı zamanda hedef kitlelerine ulaşmak için çılgınca fikirler denemelerine de yol açtı. Ancak bu yaratıcı süreç, bazen aşırı cesaret ya da yanlış kararlarla birleşince, felaketle sonuçlanabiliyor.
Çeşitli platformlarda izlenme sayısını artırmak için yapılan akrobatik hareketler veya tehlikeli manevralar, birçok gencin hayatını riske atmasına sebep oldu. Örneğin, son dönemlerde kaydedilen videoların birçoğunda gençlerin yüksek binaların kenarlarında, hareketli araçların üzerinde veya tehlikeli doğa koşullarında aksiyon dolu görüntüler elde etmeye çalıştığı görülüyor. Bu tür videolar, izleyicinin dikkatini çekse de, arka planda ciddi kazalara yol açabilecek durumlar barındırıyor.
İstatistikler, sosyal medya ve video çekimi ile ilgili kazaların son yıllarda büyük bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Özellikle 15-25 yaş arası gençlerde bu tür kazaların daha yaygın olduğu görülüyor. Yakın zamanda yaşanan bir olay, bu tehlikenin ciddiyetini gözler önüne serdi. Bir grup genç, yüksek bir köprünün üzerinde arkadaşlarıyla birlikte ilginç bir içerik yaratmak için poz vermek istedi. Ne yazık ki, ani bir dengesizlik sonucunda biri düştü ve ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Bu sadece bir örnek; sosyal medya için öne çıkma çabası nedeniyle hayatını kaybeden birçok genç daha bulunuyor.
Uzmanlar, gençlerin sosyal medya üzerinde popüler olma baskısının, bu tür tehlikeli davranışları tetiklediğine dikkat çekiyor. Toplumda bir “beğeni yarışması” olduğu ve gençlerin bunu kazanmak için her şeyi göze aldıkları gerçeği göz ardı edilemez. Özellikle de sosyal medyanın o kadar hızlı bir biçimde evrildiği günümüzde, gençlerin daha fazla takipçi kazanma kaygısıyla hareket etmeleri, onları ciddi risklerle karşı karşıya getiriyor.
Peki, gençlerin bu tür tehlikeli durumlarla karşılaşmaması için neler yapılabilir? Ailelere, öğretmenlere ve topluma büyük görevler düşüyor. Gençlere sosyal medya ve video çekimi konusunda güvenli içerikler üretmenin yolları öğretilmeli, yaptıkları işin sonuçlarını sorgulamak ve riskleri değerlendirmek için bilinçlendirilmelidir. Bunun yanı sıra, sosyal medya platformlarının da bu tür içeriklere karşı daha fazla önlem alması, kazaların önüne geçmek için hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, sosyal medyanın hayatımıza kattığı pek çok olumlu yön bulunmasına rağmen, gençlerin güvenliğini tehlikeye atmak pahasına video çekmeye çalışmalarından kaçınmaları gerektiği unutulmamalıdır. Unutulmaması gereken en önemli şey, hayatın her şeyden daha değerli olduğudur. Her video çekiminde bu bilinci sağlamak, hem gençlerin hayatta kalmasını hem de sağlıklı bir sosyal medya kültürü oluşturmalarını sağlayacaktır.