İlişkiler, insan hayatının en karmaşık ve derin öğelerinden biridir. Birçok insan, yaşamlarının bir döneminde sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kurma arayışına girer. Ancak, bazı ilişkilerde geri dönüşü olmayan noktalar vardır ve bu durum, çiftlerin karşılaştığı en zorlayıcı gerçeklerden birisidir. Bu noktada, birçok insanın merak ettiği bir konu ortaya çıkıyor: "İlişkilerde geri dönüşü olmayan o nokta nedir?" İşte, bu sorunun cevabını aramak amacıyla, ünlü ilişkiler uzmanı Profesör Dr. Selin Özgür ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Profesör Özgür, ilişkilerde geri dönüşü olmayan noktanın, partnerler arasında güven kaybının yaşandığı an olduğunu ifade ediyor. “İlişkilerde güven, temeli oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Bir kişi, ilişkisinde bir defa güveni sarsacak bir davranışta bulunduğunda, bu durum sadece ilişkideki dengeyi değil, insanların duygu durumunu da ciddi anlamda etkiler.” diye belirtiyor. Güven kaybı, sadece bir yalan söylemek veya bir sırrı paylaşmamak şeklinde değil; aynı zamanda duygusal terkdir. Partnerlerden birinin diğerine karşı duyduğu hislerin azalması veya kaybolması, ilişkide geri dönülmesi güç bir yara açar.
Profesör, ilişkilerde duygusal iletişimin öneminin de altını çiziyor. “Herhangi bir sorun yaşandığında, bu sorunun dürüst bir şekilde konuşulması gerektiğini savunuyorum. Duygusal iletişim eksikliği, çiftlerin birbirini yanlış anlamasına neden olabilir; bu da, zamanla güven kaybına yol açar.” Mesela, bir partnerin hissettiği bir rahatsızlık ya da kaygıyı dile getirmemesi; diğer partnerin bunu anlamasını zorlaştırır. Bu durum, çiftler arasında biriken sorunları daha da derinleştirir ve ilişkinin sona ermesiyle sonuçlanabilir.
Uzman, ayrıca dalgalı ilişkilerin dönemsel olarak yaşanabileceğini, ancak çiftlerin bu süreçte birbirine karşı empati göstererek sorunları çözmeleri gerektiğini vurguluyor. “Geri dönüşü olmayan noktaları önceden görmek ve bu konuda önlem almak, birçok ilişkiyi kurtarma potansiyeline sahiptir. Partnerler, ilk başlarda birbirlerinin duygusal durumunu dikkate alarak, bu tür sorunların oluşumunu önleyebilirler.” diyerek, içten bir iletişimin sağlanmasının önemini aktarıyor.
Duygusal iletişimsizlik ve güven kaybı dışında, ilişkilerde geri dönüşü olmayan başka noktaların da olabileceğini vurgulayan Profesör Özgür, “Hayatınızı paylaşacağınız kişinin temel değerlerinizle uyumlu olmasını sağlamak, aynı zamanda gelecekteki hayal ve hedeflerinizin de örtüşmesi son derece önemlidir.” şeklinde konuşuyor. Uyuşmazlıklar, beraberinde birçok sorunu getirebilir ve bu durum, zamanla ilişkiyi baskı altına alarak geri dönüşü imkansız hale getirebilir.
Sonuç olarak, ilişkilerde geri dönüşü olmayan noktaları anlamak ve önlemek için çiftlerin birbirleriyle sürekli iletişim kurmaları, anlayış ve empati içinde olmaları gerektiği ortaya çıkıyor. Profesör Dr. Selin Özgür’ün bu konudaki görüşleri, pek çok insana ışık tutabilirken, sağlıklı bir ilişki kurmanın yollarını arayanların dikkatlice incelemesi gereken gerçekleri de barındırıyor. Unutulmaması gereken en temel şey, her zaman açık iletişim ve içten bir yaklaşımın, ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinin anahtarı olduğudur.
İkili ilişkilerde mutlu olmak ve birbirinize karşı saygı duymak için güven, iletişim ve empati üçgeninin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi şart. Aksi takdirde, her an geri dönüşü olmayan bir noktayla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle, ilişkilerinizdeki dinamikleri göz önünde bulundurarak, profesörün önerilerine kulak vermek her zaman faydalı olacaktır.